Çanakkale, yakın tarihte en çok rol alan tarihi, kültürel ve en sakin kıyı şehirlerinden birisidir. 1. Dünya savaşından sonra adını tarihe çivi gibi çakmış bu güzel kent, doğal güzellikleri, tarihi esintileri, kültürel varoluşu gibi daha sayamadığımız onlarca özelliği ile insanı adeta büyüler ve kendi içine hapseder.

Türkiye’nin kuzeybatısında bulunan bu kıyı şehri Marmara ile Ege bölgesini birbirine bağlayan ve boğaza sahip olan iki şehirden birisidir. Çanakkale’yi özel yapan durumlardan birisi de budur aslında. Çanakkale boğazı hem tarihi esintileri barındırmakta hem de kültürel, turistik bağlamında oldukça büyük rol oynamakta.

Şehir merkezi yaklaşık 100.000 – 150.000 arası nüfusa sahip iken çevre ilçelerle beraber toplam nüfus 600.000 dolaylarına çıkabilmektedir. Tabi bu rakamlar yerleşik olarak Çanakkale’de ikamet edenleri kapsamakta. Bunun dışında denizi, plajları ve tatil beldeleri sayesinde her mevsim neredeyse Çanakkale’de inanılmaz derecede turist ve tatilci akını vardır.

Çanakkale tarih boyunca birçok farklı medeniyetlere, inançlara ve efsanevi olaylara ev sahipliği yapmıştır. Nitekim Troia Antik Kenti, Asos, Behramkale, Tabyalar ve daha neler neler…

Esasında Cumhuriyetin ilk yıllarından Osmanlı döneminden kalma Gelibolu ve Biga sancaklarının kaldırılması ve birleştirilmesi kararından sonra ortada bulunan Çanak köyünün il ilan edilmesi ile Çanakkale ili bugünkü haline değin gelmiştir. Ancak bölge genel olarak Helenistik, Mitotik, tarihi ve kültürel birçok olaya şahitlik etmiştir

Tarih sahnesinde önemli rol aldığının en büyük kanıtı 1998 yılında Dünya Miras Listesi’ne eklenen Troya antik kentidir. Troya farklı katmanlardan oluşmakta olup ilk yapıtları MÖ 3 bin yılına kadar dayanmaktadır. Troya, İlyada’da bahsi geçen Truva savaşının geçtiği yer olması ve zamanın en önemli liman ticareti merkezi olması hasebi ile tarihçiler tarafından oldukça önemlidir.

Çanakkale, Marmara ile Ege’yi birbirine bağlaması ve geniş çapta limanlarının olmasından dolayı ticaret bakımından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Nitekim ulusal ve uluslararası pazarda ticari faaliyetler yürüten yüzlerce şirket için büyük öneme sahiptir. Her ne kadar kültür ve turizm şehri olsa da aslında ulusal ticarette oldukça büyük rol oynamaktadır. Bu faaliyetler arasında Türkiye’nin en büyük ton balığı fabrikalarından birisi Dardanel Ton ’un merkezi Çanakkale’de bulunması örnek olarak verilebilir.

Dünya çapında onay almış otel ve konaklama yerlerine sahip olması, mavi bayraklı onlarca plajının olması, yazın en sıcak zamanlarında dahi efil efil esen rüzgârı ile Çanakkale’ye her yıl 10 binlerce ziyaretçi gelmekte ve şehrin dinamiği hep üst seviyelerde olmaktadır.

Ayrıca 60 bini aşkın öğrencisi ve akademisyenleri ile birlikte Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi de kültür, turizm ve ticaret bakımından oldukça önemlidir. Akademik çalışmalar sonucu Üniversite sanayii iş birliğinin sürekli yapılması, aktif öğrenci, topluluk, kulüp faaliyetleri de şehir dinamikleri arasında en çok rol oynayan faktörler arasında bulunmaktadır.

Şehir yapısı genel olarak tarım hayvancılığa da ayrıca yatkındır. Nitekim Türkiye’nin pek çok yerine Çanakkale’nin ilçelerinden yapılan süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri tarım ürünleri gibi yüzlerce çeşit gıda maddesi buradan sağlanmaktadır. Burada tarım ve hayvancılıkta en önemli rol şüphesiz Kaz Dağları’nındır. Edremit körfezi boyunca uzanan bu sıra dağlar hem tarihi bir öneme sahip olup, hem de tarım ve hayvancılık yapmak için uygundur. Ayrıca burada bulunan turistik yerler de yıl boyunca binlerce misafire ev sahipliği yapar.

Çanakkale, adaları, tarihi yerleri, kültürel bölgeleri, ticari faaliyetleri ve daha sayamadığımız pek çok doğal güzellikleri ile Türkiye’nin en güzide şehri olma yolunda adım adım yol kat etmekte…